Düşük Nedir?
Düşük; anne karnındaki bebeğin, gelişimini tamamlayamadan ve dış dünyada tek başına yaşama uygun hale gelmeden, gebeliğin sonlanmasıdır. Ortalama 40 hafta süren gebelik sürecinde, 20. haftadan önce hamileliğin sonlanması, düşük olarak adlandırılır. Aynı zamanda, bebeğin kilosunun 500 gramın altındayken gebeliğin sonlanması da, düşük olarak tanımlanır. Gebeliğin ilk üç ayında gerçekleşen düşükler, erken düşük olarak adlandırılır ve düşüklerle en sık, bu dönem içerisinde karşılaşılır. Gebeliğin 3. ayından sonra karşılaşılan düşükler ise geç düşük olarak adlandırılır.
Abortus olarak da bilinen düşük durumunda, gebelik canlı doğumla sonuçlanmaz. Çünkü henüz, bebeğin dış dünyada yaşaması için gerekli olan gelişimsel şartlar sağlanamamıştır. İki ve daha fazla gebeliğin düşükle sonuçlanması, tekrarlayan düşük olarak adlandırılır. Bu durumda, canlı doğuma ulaşılabilmesi için düşüğe neden olan faktörlerin tespit edilmesi gerekir.
Gebelikte Düşük Neden Olur?
Özellikle erken dönem meydana gelen düşüklerde en sık karşılaşılan faktör, bebekte kromozom anomalileri nedeniyle ortaya çıkan, gelişimsel problemlerdir. Bu kromozom anomalileri, genelde yumurtanın döllenme sürecinde, embriyo bölünürken ortaya çıkan hatalar sonucunda meydana gelir. Fetüsteki kromozom sayısının fazla veya eksik olması, bebekte gelişimsel anomali riskini açığa çıkartır.
Kromozom anomalilerinin yanı sıra;
- Annede var olan diyabet, tiroid gibi kronik rahatsızlıklar,
- Hormonal bozukluklar,
- Enfeksiyon hastalıkları,
- Genetik hastalıklar,
- Pıhtılaşma problemleri,
- Rahim ağzı yetmezliği,
- Rahim anormallikleri,
- Rahim içi yapışıklıklar,
- Rahim içerisinde var olan miyom ve polipler, kısırlığa neden olabilen diğer faktörler olarak karşımıza çıkar.
Düşük Çeşitleri Nelerdir?
Düşük, gebelik sürecinde fetüsün veya embriyonun rahim içindeki yaşamını kaybetmesini ile oluşan bir durumdur. Düşük çeşitleri, meydana geldikleri döneme göre farklılık gösterebilir.
Düşük çeşitleri:
- Erken Düşük (Kürtaj): Genellikle gebeliğin ilk 12 haftasında meydana gelen düşük türüdür. Bu dönemdeki düşükler, genellikle genetik anormallikler veya gelişim sorunları nedeniyle gerçekleşir.
- Gecikmiş Düşük: Gebeliğin 12. haftasından sonra meydana gelen düşük türüdür. Bu tip düşükler genellikle anormallikler, enfeksiyonlar veya rahim içindeki yapısal sorunlardan kaynaklanabilir.
- Tam Düşük: Rahim içindeki tüm gebelik dokusunun atıldığı bir düşük türüdür. Bu durumda, genellikle kanama ve ağrı belirtileri azalır.
- Dış Gebelik: Fertilize yumurta, rahim dışında bir yerde, genellikle fallop tüplerinde, implant yaparsa, dış gebelik meydana gelir. Bu durumda, gebelik çoğunlukla sürdürülemez ve düşük olur.
Düşük Belirtileri Nelerdir?
Düşük belirtileri kişiden kişiye ve düşüğün nedenine bağlı olarak değişebilir. Ancak, genellikle düşük yaşayan bir kişide aşağıdaki belirtiler görülebilir:
- Vajinal Kanama: Düşük genellikle vajinal kanama ile başlar. Bu kanama hafif lekelenmeden şiddetli kanamaya kadar değişebilir.
- Kramplar ve Karın Ağrısı: Düşük sırasında karın bölgesinde kramplar ve ağrılar hissedilebilir. Bu ağrılar, normal adet kramplarından daha yoğun olabilir.
- Doku Atılımı: Gebelik ürünleri ve dokuların vücuttan atılması da düşük belirtilerine eşlik edebilir. Bu, gebelik kesesi veya diğer dokuların parçalarını içerebilir.
- Sırt ve Bacak Ağrısı: Düşük sırasında sırt ve bacak ağrısı da görülebilir.
- Duygusal Belirtiler: Düşük yaşayan bir kişi, üzüntü, endişe, öfke veya depresyon gibi duygusal belirtiler yaşayabilir.
Eğer hamile olan bir kişi bu tür belirtileri yaşıyorsa, derhal bir sağlık profesyoneliyle iletişime geçmesi önemlidir. Erken müdahale, komplikasyonları önlemek veya minimize etmek açısından önemlidir.
Belirtiler kişiden kişiye değişebilir ve yukarıda listelenen belirtiler her düşük durumunda ortaya çıkmayabilir. Bu belirtiler, gebeliğin istenmeyen bir sona erdiğini gösteriyor olabilir ve bir doktordan yardım almak önemlidir.
Düşük Nasıl Teşhis Edilir?
Düşük teşhisi, doktor muayenesi ve tıbbi testlerle konur. Doktor, hastanın tıbbi geçmişini, semptomlarını ve genel sağlık durumunu değerlendirerek düşük olup olmadığına dair bir ön değerlendirme yapabilir. Düşük teşhisinde kullanılan yaygın yöntemler:
- Ultrasonografi (USG): En yaygın kullanılan yöntemlerden biri ultrasonografi veya ultrason incelemesidir. Doktor, rahim içindeki gebeliği ve fetusu gözlemlemek için ultrason kullanarak fetal kalp atışları, gebelik yaşını ve sağlık durumunu değerlendirir.
- Kan Testleri: HCG (human chorionic gonadotropin) seviyelerinin ölçümü, gebelik durumunu değerlendirmek için yapılır. HCG seviyeleri normalden düşükse veya düşüyorsa, bu durum düşük olma ihtimalini gösterebilir.
- Pelvik Muayene: Doktor, rahim ağzı durumunu değerlendirmek ve herhangi bir kanama veya enfeksiyon belirtisi bulmak için pelvik muayene yapabilir.
- Kan Grubu ve Rh Faktörü Testi: Rh faktörü uyumsuzluğu, düşük riskini artırabilir. Bu nedenle, anne adayının kan grubu ve Rh faktörü test edilir.
- Doktorun Değerlendirmesi: Doktor, hastanın tıbbi geçmişini, semptomlarını ve genel sağlık durumunu değerlendirerek düşük olup olmadığına dair bir ön değerlendirme yapar.
Düşük Tedavisi Nedir?
Düşük yaşayan bir kişiye uygulanan tedavi, durumun şiddetine, nedenlerine ve kişinin genel sağlık durumuna bağlı olarak değişebilir. Düşük sonrası tedavi, hem fiziksel hem de duygusal sağlığı kapsar. Düşük tedavisinde yaygın olarak uygulanan yaklaşımlar şunlardır:
- Fiziksel Sağlık Takibi: Düşük sonrasında, kanama miktarına ve genel sağlık durumuna bağlı olarak doktor, hastanın sağlığını yakından takip eder. Kanama çok yoğunsa veya sürekli devam ediyorsa, cerrahi müdahale (kürtaj) gerekebilir.
- Medikal Tedavi: İlk adet dönemi sonrasında düzenli bir ovülasyonun başlamasını sağlamak veya uterusun temizlenmesine yardımcı olmak için hormonal tedaviler uygulanabilir. Ancak, her durum özeldir ve tedavi planı bireysel olarak belirlenir.
- Kan Transfüzyonu: Ağır kanama durumlarında doktor tarafından kan transfüzyonu uygulanabilir.
- Duygusal ve Psikolojik Destek: Düşük yaşayan kişinin duygusal ve psikolojik sağlığı çok önemlidir. Bu süreç, kayıp ve yas sürecini içerir. Psikologlar, danışmanlar veya destek grupları gibi profesyonel destek kaynaklarından faydalanmak, bu süreci atlatmada yardımcı olabilir.
- Genetik Değerlendirme: Düşüklerin tekrar etmesi durumunda, genetik danışmanlık veya genetik değerlendirme yapılabilir. Çiftin genetik özellikleri incelenerek, tekrarlayan düşüklerin altında yatan genetik faktörler belirlenmeye çalışılır.
- Doğum Kontrol Yöntemleri ve Gelecekteki Gebelik Planları: Doktor, düşükten sonraki süreçte doğum kontrol yöntemleri konusunda danışmanlık yapabilir ve gelecekteki gebelik planları hakkında bilgi verir.
Her durum farklı olduğu için, düşük yaşayan bir kişi, durumunu ve tedavi seçeneklerini tartışmak için bir sağlık profesyoneliyle görüşmelidir. Kişiselleştirilmiş bir tedavi planı, hastanın sağlık durumuna uygun olarak belirlenir.
Düşük Sonrası Kürtaj Gerekir mi?
Her düşük sonrası kürtaj gerekli değildir. Kendiliğinden fetüs ortadan kalktığı için kürtaj ya da farklı bir müdahale bu noktada kullanılmaz. Ancak 6 haftalık gebeliklerden sonraki düşüklerde parça kalabileceğinden dolayı kürtaj gerekmektedir. Daha önceki haftalarda gerçekleşen düşüklerde de bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
İstenmeyen gebelik, bir kişinin hamile kalmayı planlamadığı veya istemediği bir durumu ifade eder. İstenmeyen gebelik, çeşitli nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabilir. Bu nedenler arasında kullanılan doğum kontrol yöntemlerinin başarısızlığı, korunmasız cinsel ilişki, cinsel istismar, çiftler arasındaki iletişim eksikliği, ekonomik zorluklar, genç yaştaki gebelikler veya sağlık sorunları yer alabilir.
İSTENMEYEN GEBELİKLER
İstenmeyen gebelik, kişinin fiziksel sağlığını ve duygusal durumunu etkileyebilir. Bu durum, kişinin yaşam planlarına, eğitimine, kariyerine ve genel yaşam kalitesine etki edebilir. İstenmeyen gebeliklerle başa çıkarken duygusal zorluklar, karar verme süreçleri ve sosyal destek önemli hale gelir.
İstenmeyen gebelik durumlarıyla başa çıkma seçenekleri arasında kürtaj, gebeliği devam ettirme, evlat edinme veya çocuğu büyütme gibi çeşitli seçenekler bulunabilir. Bu seçenekler, kişinin bireysel tercihlerine, yaşam koşullarına ve değerlerine bağlı olarak değişir.
Bu tür durumlarla karşılaşan bireyler, bir sağlık profesyoneli veya danışman ile konuşarak destek alabilirler. Ayrıca, cinsel sağlık ve doğum kontrol konularında bilgi sahibi olmak, istenmeyen gebelikleri önlemede yardımcı olabilir.
KÜRTAJ
Kürtaj, rahim içindeki dokuların alınması veya temizlenmesi işlemidir. Genellikle gebeliği sonlandırmak veya düşük sonrası rahim içinde kalan dokuları temizlemek amacıyla uygulanır. Kürtaj, cerrahi bir prosedür olup farklı yöntemleri içerebilir. İki temel kürtaj yöntemi şunlardır:
Dilatasyon ve Küretaj (D&C): Bu yöntemde, rahim ağzı genişletilir (dilatasyon) ve ardından bir küret (keskin uçlu bir alet) kullanılarak rahim içindeki dokular kazınır. Bu prosedür genellikle genel anestezi altında gerçekleştirilir.
Vakum Aspirasyon (Evaküasyon): Bu yöntemde, rahim içindeki dokular bir vakum cihazı kullanılarak emilir. Rahim ağzı genişletilir ve daha sonra bir vakum tüpü rahim içine yerleştirilir. Bu yöntem genellikle lokal anestezi veya hafif sedasyon altında yapılabilir.
Kürtaj, yasal düzenlemelere, ülkeler arası farklılıklara ve etik konulara bağlı olarak bir dizi kısıtlamaya tabi olabilir. Bazı ülkelerde kürtaj, belirli koşullara ve belirli gestasyonel yaşlara bağlı olarak yasal olarak yapılabilirken, diğer ülkelerde daha sınırlı şartlara tabi olabilir veya tamamen yasak olabilir. Ülkemizde ise 10. haftaya kadar kürtaj yapılması yasal durumdadır. Aynı zamanda kürtaj yapılmasına karar vermiş kadın eşiyle birlikte ortak karar almalı ve gebeliğin sonlandırılması işlemden önce hem kadının hem de eşin onayı alınmalıdır.
Kürtaj, bir sağlık profesyoneli gözetiminde ve uygun tıbbi koşullar altında yapılmalıdır. Kürtaj sonrası bakım ve iyileşme süreci de önemlidir ve bu süreçte doktorun talimatlarına uyulmalıdır.